CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 19 Mart sürecini başlatan saldırılardan sonra normalleşmenin sona erdiğini ifade etti.
Özel, TV100'de İsmail Küçükkaya'nın sunduğu Yenigün isimli programa konuk oldu; gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
1 Ekim'de TBMM'nin açılışına katılmayacaklarına ilişkin karar hakkında konuşan Özel, "Ayağa kalksak geçen seneki gibi cumhurbaşkanı gibi karşılaşsak öyle olmadığı belli. Otursak dinlesek bize ne yaptığı belli. Bu sene yapılmayanı yapıyoruz cumhur Başkanı geldiğinde ne ayakta ne oturarak onu karşılamıyoruz. Çünkü bize karşı bir darbe girişiminde bulunmuştur. Milli iradenin tecelligahı o çatının altında bize geleceğin iktidar Partisi’ne ve bir sonraki cumhurbaşkanına Amerika’dan Trump‘tan icazetli darbe yapan da aynı çatının altında olmayacagiz. Ne ayakta ne oturarak. O meclis salonunda bulunduğu sırada orada olmayacagiz" dedi.
CHP'nin geçen sene Meclis açılışında AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı ayakta karşılamasıyla ilgili soruyu yanıtlayan Özel, 'normalleşme' sürecinin 19 Mart itibarıyla bitirdiklerini ifade etti.
Özel, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ben milletvekili olarak cumhurbaşkanı Erdoğan bir partinin genel başkanı olmadığı dönemde salona girerdi kalkardık, alkışlamazdık. Sonra referandumdan sonra bir partinin genel başkanı karşısında ayağa kalkmayız dedik ve yerimizde oturduk… Birkaç kez ayağa kalkıldığı oldu ama hiç alkışlandı ama genelde oturarak karşılandı. Partimizin ve genel başkanımızın verdiği kararlar doğrultusunda.
Bugün memleket öyle bir noktaya geldi ki inanılmaz bir kutuplaşma var ve bu her yere yansıyor doğru işler değil bunlar. Normalleşme o günün doğrusuydu. Neden doğruydu ben birinci parti olmuşum çıkmış demişim ki biz kazandık ama bu seçimin kaybeden yok kimse CHP’ye verdiği oydan pişman olmayacak vermeyenleri pişman edeceğiz keşke biz de verseydik diye. Belediye başkanlarımıza da dedik ki milleti kucaklayın dedik.
Böyle bir atmosferde biz bütün partilere el uzattık Erdoğan’a da el uzattık. Dedim ki Erdoğan’a gittiğimde de ben ona ne koalisyon teklif ettim ne iş birliği ne bilmem ne… Dedim ki hasta tutuklu ve hükümlüler var cumhurbaşkanı yetkisinde olanlar var yargıya müdahale değil her şey bitmiş başta ilk onları söyledim Allah’ı var onları yaptı bunu da teslim edelim. Gece davasındaki arkadaşlara söyledim bunlar haksızlıklar yapıldı dedim bunun üstüne emeklilerin büyük zorluğunu asgari ücretdeki büyük sıkıntıyı çiftçilerin yaşadığı sıkıntıları söyleyip birlikte çalışalım bunlar için dedim.
Bu konularda siyaset üstü davranabiliriz bunları birlikte yapalım dedim. Biz ana muhalefet Partisiyiz geleceğin dar Partisiyiz ama Türkiye’nin Partisiyiz iktidarda da muhalefette de olsak dedim. Bu sınırlar içinde bir konuşmamız oldu. Sonra o bize geldi geldiğinde de bir cumhurbaşkanı nasıl karşılanırsa öyle karşılayıp nasıl uğurlanırsa öyle ugurladik. Bir tek şartım vardı siz tarafsız olmanız gereken makamdasınız bir partinin genel başkanısınız biz bunu anayasal olarak doğru bulmuyoruz ama bunun dışında siz adil doğru davranırsanız biz ona göre davranacağız diye söyledim. Bu iş birkaç istisnası hariç geçen sene bir Ekim’e kadar böyle gitti.
1 Ekim de cumhurbaşkanı salona girecek dedik ki bu cumhurbaşkanı ayakta karşılanır İsmet Paşa‘dan beri böyle biz onu cumhurbaşkanı gibi karşılayacağız cumhurbaşkanı gibi konuşursa ayakta uğurlayacağız. Geldi ayakta karşıladık konuşma tarafsız ve olması gerektiği gibi değildi partizanca bir konuşmaydı o yüzden giderken ayağa kalkmadık. Çünkü cumhurbaşkanı gibi konuşmadı. Biz aslında bunları yaparak onu da bir yere çekmeye çalışıyoruz demokratik zeminde.
Akın Gürlek'in soruşturmaları
2 Ekim günü atamasını yaptı. 9 Ekim günü göreve başladı. Akın Gürlek bizim anayasamız şöyle bir şey söylüyor; bir hakim savcı siyasete girerse aday adayı bile olsa görev yerine dönemez çünkü artık siyasi tavrı belli nasıl adalet dağıtacak? Ama anayasada Bakan yardımcılığı yazmıyor neden o zaman Bakan yardımcılığı yokmuş müsteşarlık varmış.
Akın Gürlek 9 Ekim’de göreve başladı 30 ekim’de Ahmet Özer’i görevden alıp kayyum atadı. Süreci başlattı… Ardından Beşiktaş ve adım adım 19 Mart darbesine gittik. Şu anda 18 belediye başkanım tutuklu, yüzlerce bürokratımız tutuklu…
Bana bunu sordular İstanbul il Başkanlığı’nın önünde inşallah o yeri ileride saklayacağız bu soru burada soruldu bu yanıt verildi. Dediler ki bu 19 Mart sürecini başlatan saldırılardan sonra normalleşme bitti mi şimdi… Dedim bitti çünkü savaş ilan ettiler savaş ilan edilmiş birisi nasıl kendisini ülkesini savunacaksa parti mi öyle savunacağım dedim. O günden beri Erdoğan bize savaş ilan ettiği için bilgi ile söyleyeyim önüne anketleri koyup normalleşme CHP’ye yarıyor belediyeleri memnuniyet %61’i çıktı… Bugün olsa %45 alacaklar bu normalleşme ve belediye hizmetleri onlara yarıyor bunu bitir bitirirsen de maliyeti var bitirirsen de sen bitirme onlara bitir dendiği için bu süreci yaşıyoruz bu saldırıları yaşıyoruz.
1 Ekim’de ne yapacaksınız? Ayağa kalksak geçen seneki gibi cumhurbaşkanı gibi karşılaşsak öyle olmadığı belli. Otursak dinlesek bize ne yaptığı belli. Bu sene yapılmayanı yapıyoruz cumhur Başkanı geldiğinde ne ayakta ne oturarak onu karşılamıyoruz. Çünkü bize karşı bir darbe girişiminde bulunmuştur. Milli iradenin tecelligahı o çatının altında bize geleceğin iktidar Partisi’ne ve bir sonraki cumhurbaşkanına Amerika’dan Trump‘tan icazetli darbe yapan da aynı çatının altında olmayacağız. Ne ayakta ne oturarak. O meclis salonunda bulunduğu sırada orada olmayacağız."
Erdoğan'ın resepsiyona katılması durumunda kendilerinin katılmayacağını ifade eden Özel, "Bu kadar kötülüğün olduğu yerde meclis başkanımız da kusura bakmasın bize bunları yaşatan yürütmenin bulunduğu yerde açılış konuşması yaptığı yerde CHP olmayacak. Biz Cumhurbaşkanı’nın gelip konuştuğu yerde onun bize anlattığı hikayeyi dinlemeyeceğiz. Çünkü sen bir ülkede 47 yıl muhalefette kalmış bir parti hiçbir şey dememiş sen o partiye yapmadığını bırakmamışsın o parti sonra birinci parti olmuş gelmiş senin elini sıkmış demokrasiye bir kredi açmış sen ona bunu yapıyorsun. 15,5 milyon kişinin seçtiği cumhurbaşkanı adayını Silivri’de 12 metre karelik hücre de tutuyorsun" dedi.
İBB ve aziz İhsan Aktaş soruşturması
Özel, Ekrem İmamoğlu'nun suçsuz olduğunu belirterek "Ama İstanbul Büyükşehir Belediyesi‘ndeki resimlerini indiriyorlar metroda sesi varmış sesini durduruyorlar öbürü belediye Başkanlığı’nı kaybetmişken cezaevinde şiir albümü çıkardı. Kendisine milletvekili ve özel izin dışında yurt dışından gelen parlementerler bile ziyaret edemiyor. Erdoğan’ın ziyaretçisi kısıtlanmamıştır. 47 Demişlerdi ki eylül ayında Aziz İhsan Aktaş iddianamesi bitecek Ekim ayında da İBB iddianamesi… Eylül bitti iddianame bitmedi gelmedi daha bekliyoruz bu da bir endişe yaratıyor daha öbürü olmadı bu sefer bizimki daha mı geçe kalacak diye ama ayrı savcılar çalışıyor ve ümit ediyorum en büyük beklentim Ekim ayı içinde iddianamenin çıkmasıdır" diye konuştu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve bazı yöneticilerin CHP'li belediye başkanları hakkındaki iddianameleirn tamamlanması çağrısı hakkında konuşan Özel, şu sözlere yer verdi:
"Sayın Bahçe’linin iddianameler konusundaki ifadeleri çok kıymetli yine MHP’den çeşitli siyasetçiler zaman zaman tutuksuz yargılanma esastır diye açıklamalar yapıyorlar seçim ve hukuk işlerinden sorumlu genel Başkan yardımcısı’nın Fethi Yıldız’ın yaptığı açıklamalar son derece kıymetlidir.
Ekrem İmamoğlu‘nun işlediği suç Türk Ceza kanununda yazmıyor ama en ağır suçtan daha ağır cezalandırılıyor. En ağır suç ne? İmamoğlu bugün gelse İstanbul Cumhuriyet başsavcısıı’na gitse ek ifade vermek istiyorum dese sayın başsavcı itiraf ediyorum 31 yıl önce İstanbul Üniversitesi’nde birini öldürdüm üniversitenin kapısının önündeki ağacın dibine gömdüm kemikleri orada yanında da suç aletim var deyip itiraf etse gidip orayı kazsalar kemikleri bulsalar cinayet aletini bulsalar İmamoğlu‘na dönüp soruşturma dahi açamıyorlar tutuklama yapamıyorlar neden zaman asimi var. İmamoğlu‘nun 31 yıl önce kendisi 18 yaşındayken yatay geçişle 25 öğrenci ile birlikte geldiği fark derslerine verdiği sonra da bütün dört sene okuduğu dört seneyi tamamladığı sınavla aldığı diploması 31 yıl sonra iptal ediliyor. Adam öldürse suç değil zaman asimi olmuş 31 yıl sonra diplomasını aldılar. Suç ne Erdoğan’ı yenme suçu.
Bir şey söyliyim mi çok enteresan emin olun şöyle bakıyorlar başarı sıralamasına bakıyorlar. Yani ben bir ara çok korktum Mersin Büyükşehir Belediye başkanımız Vahap Seçer‘den de… Bizim ilk 5 kim biliyor musunuz büyükşehirlerde anket yaptırdık… Geçen sene ilk dokuz ayın sonunda kısa girerken yaptırdığımız ankette Vahap Seçer Zeydan Karalar Ekrem İmamoğlu Manisa Denizli ve Adana altı il birbirine çok yakın oranlarla %60’a yakın memnuniyet oranında. Mansur Yavaş zaten bütün anketlerde birinci çıkıyor…
Zeydan, Vahap Seçer ve Mansur Yavaş en yüksek belediyecilik başarısı olan isimler. Ekrem İmamoğlu‘nu aldılar koydular herhalde şöyle bakıyorlar Ekrem‘den kurtulduk riskim de alalım Zeydan aday yapabilirler alalım içeri atalım Mansur Yavaş‘a başladılar ben vallahi Vahap Seçer tertemiz pür pak bir belediyeciliği var tedirgin oldum vallahi. Kim başarılıysa onu biçmeye çalışan işler yapıyorlar.
Ak Toroslar dan kurtulmuş olacağız çünkü iddianame yazacaklar hakim ve savcı olacak. O konuyla ilgili de çeşitli hazırlıklardan özel atamalardan özel olarak düşürülecek bir mahkemeden bahsediyorlar. Ben de onunla ilgili bir hazırlık yapıyorum bu mahkemeye düşerse bu hakim bu hakim bu hakim noterden tespit yaptırıp o gün kağıdı açabilirim bakın nereye getirdiler… O kadar mahkeme ve imkan varken hangi mahkeme ve kime düşürdüler diye bir noter zarfını kapatırım günü gelince açabilirim. Niyetliyim… Eğer bu şüphelerimiz gitgide kuvvetleniyor bir mahkemeye denk getirme kendi emanet bıraktığı bir yere denk getirme orada görme ve bu zulmün devam etmesine yönelik."
Özel, kendisi ve CHP'li vekiller hakkında düzenlenen fezlekeler hakkında şu açıklamayı yaptı:
"Önünüzdeki kitapta millete emanet yazıyor. Bizim Ekrem başkanla ortak bakış açımız şu; önce Allah’a emanetiz sonra millete emanz. Ne yaparlarsa yapsınlar millet bir karar verdi mi onun önünde hiçbir set durmaz. Olgunlaşmış bir fikrin karşısında hiç kimse duramaz. Bu milletin zihninde iktidarı değiştirme fikri olgunlaşmış. Ekrem başkanı da içeri atsalar diğer arkadaşlarımıza da kötülük yapsalar bize işte korumayı artırın şu olacak bogulacak o örgütler bu örgütler tehditler diğer taraftan dokunulmazlığı kaldırırlar seni de içeri atarlar… Sonuçta bizim Eşimiz eş çocuğumuz çocuk onun kilerde değil mi.baş başa gelen çekilir bu işlerden korksak hiç bu işlere girmezdik.
Bizim pozisyonumuz oturup muhalefet Partisi olarak mecliste görev yapma pozisyonu değil. Bizim pozisyonumuz 100 yıl sonra Atatürk’ün partisini iktidar yapma pozisyonu buna hazmetmişiz bunun için saldırı tehdit altındayız. Biz mecliste oturmayı ve muhalefetçilik oynamayı tercih etseydik yıllarca o konforlu alanda siyaset yapabilirdik kimse bize ilişmezdi.
O yüzden ben bana düzenlenen her fezlekeyi Ekrem başkanı atılan her iftirayı Mansur Yavaş‘a girişilen bu saldırıları iktidar yolunda doğru adımlar atmamızın en önemli işareti olarak görüyorum. Demek ki doğru yolda gidiyoruz… Tayyip Bey’in beyaz zambaklarlardan bir buket yaptırıp bizi devir teslime çağırmasını beklemiyoruz elbette zor olacaktı zor oluyor. İktidar böyle değişecekti böyle değişiyor."
"Başaracağınıza inanıyor musunuz" sorusuna yanıt veren Özel, şunları söyledi:
"Hiç şüphem yok, hiç şüphem yok. Şöyle olsa şüpheye kapılır hemen Ekrem başkanımıza arkadaşlarımıza salsalar birden bir demokratikleşme zemini oluşsa. Erdoğan dese ki savcılar abartmış yanlış oldu bilmem ne dese kayyumlar iade edilse eyvah derim. Demek ki bunlar kaybedeceklerini gördüler demokrasicilik oynuyorlar. Ben hayatım boyunca hiç şiddeti, kavgayı savunmadım ama karşında kavgadan başka seçenek kalmazsa kavgadan da kaçınmam."
PKK'nişn silah bırakma süreci ile ilgili konuşan Özel, "CHP terörün sonlanmasına terörsüz Türkiye diye şimdi ifade edilen çatışmanın tamamen bitmesini terör örgütünün kendisini ilave etmesini silah birakmasini ve milletin kaynaklarının teröre değil kalkınmaya ve insanlarımıza harcanmasın hep savundu bu süreci de her zaman meclis çatısı altında yönetilmesi gereken bir süreç olarak tanındı" dedi.
"Terörsüz türkiye" süreci
Süreçten sonradan haberdar olduklarını ifade eden Özel, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Haberdar olduğumuz bir 1,5 yıldır devlet yetkililerinin Abdullah Öcalan‘la gorustugu silah bırakma üzerinde bir mutabakata varıldığı ve bunun karşılığında da bir takım demokratik adımlar atılacağı bir süreç var. İlk başta efendim pazarlık yok… Buna pazarlık demek zorunda değilsiniz çatışmalılı bir süreci bitiriyorsunuz terör örgütü silahları bırakıyor irade ortaya koyuyor buna razı olması için de bir takım düzenlemeler yapılacak bu mesele milletin gözünün içine bakıp da şöyle anlatılmak yerine efendim hiçbir pazarlık yok kayıtsız şartsız silah bırakılacak çağrı Suriye’yi de Irak’a da şurayı da burayı da kapsayacak merak etmeyin dedikleri için millete karşı samimi olmadıkları için…
Suriye’deki bir takım gelişmeler falan olunca bu komisyon önce kurulması geciktirdi şimdi de birazcık böyle zamana yayan sadece dinleyen harekete geçmeyen bir pozisyon var. Oysa önümüzde Türkiye’yi demokratikleştirecek koca bir liste var bu listenin en başında hangi görüşten olursa olsun. Tutuklu hükümlüler var. Mehmet Murat Çalık annesi her gün ağlıyor buna sadece Çalık üzerinden bakmayın binlerce böyle insan var bir düzenleme yapılması lazım hızlı bir şekilde. Ardından cumhurbaşkanlığı istisna olacak hayatımızdan kayyumlar çıkacak dedi kayyumla ilgili düzenleme bunlar niye Suriye’yi bekliyor? Bunlar bizimle ilgili meseleler… İnfaz rejimi dünya kadar cezaevinde infaz düzenlemesi bekleyenler var…
Hızlı şekilde belli yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğini düşünüyoruz bu konuda CHP en aktif katkıyı vermeye devam edecek. Şunu söyleyeyim sana bunları yapanlarla beraber bir komisyonda oturulur mu? Komisyon ak Parti’nin de değil Cumhur İttifakı’nın da değil milletin komisyonu. Bakın biz o komisyonda normal şartlarda asla bir araya gelemeyeceğiniz ama millet onları oraya yolladı diye olan vekillerle yan yana oturuyoruz. Bir masanın etrafındayız çünkü Türkiye’nin fotoğrafı o meclis.
Zamana yayma ve geciktirme mevzusu var o konunun kendisi de iktidar tarafından izaha muhtaç. Ama ben yine de sürece zarar vermemek için yine de devletin belli bir görüşmeyi yapıyor sonuç alacaksa bu noktada zarar vermemek bu fırsat kaçarsa bir daha ne zaman gelecek belli değil…
Sonuçta PKK’nın Avrupa’da bir lobi gücü var Suriye’de, Irak’ta, İran’da, Türkiye’nin başına dert olabilecek çok yerde etkinliği var ve şu anda bir çözüm umudu varsa bundan kimse kaybetmez. Ben burada şöyle düşünemem partim zor durumda ben bu komisyondan çekileyim ben olmazsam bu süreç olmaz süreci baltalıyım süreç baltalandığında ne olacak yeniden kana akacaksa yeniden şehit cenazesi gelecekse doğru değil ki bu.
Endişeli olanların endişelerini şu yönüyle hak veriyorum. Süreci kötü yönetiyorlar ve öyle bir noktaya geliyor ki düne kadar en ağır sözleri söyleyenler bugün öyle cümleler kurup öyle travmalar yaratıyorlar ve vatandaşa bunu doğru anlatmıyorlar. Bunu vatandaşa doğru anlatılması lazım böyle böyle böyle olacak bunun sonunda da Türkiye böyle avantajlar elde edecek diye. Ama bir parti ve bir iktidar kendini çıkar için iktidar için… CHP masadan kalksın Kürtleri kaybetsin masada olsun Türk milliyetçilerini kaybetsin.
Türk milliyetçileri’in de Kürtleri de memnun edecek bu memleketin Alevisini Sünnisini göçmenleri en koyu milliyetçileri de en koyu sosyalistleri de Kürtleri de memnun edebilecek bir ortak başarı yakalanmalıdır."
Ayrıntılar geliyor...




